GündemTürkiye
Trend

Siyaseten Akıl Tutulması – Trump’dan Mektup Var !

Bir süre önce sevdiklerimi üzmemek adına siyaset konularına çok girmeden yazmaya karar vermiştim. Malum tanıyan bilir; memleket mevzu bahis olunca dilimin ayarı yoktur. Hangi görüş ve ideolojide olursa olsun doğru olanı takdir, yanlış olanı da eleştirmekten geri durmak, benim gözümde hiçbir vatan sever’in yapacağı doğru hareketler içinde yer almaz. Bugün medya’da yer alan Trump ‘dan Mektup hadisesine susmakta maalesef Lügatıma ters bir durum!

Hepimizin günlerdir haber kanallarına ve sosyal medyaya kilitlenmesine neden olan Barış Pınarı harekâtında bu akşam itibarı ile 5 günlük bir sessizlik hüküm sürecek. 9. Gününe girdiğinde öldürülen terörist sayısı 702 olarak açıklanmıştı.
Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi harekatın başladığı günden bugüne ABD Başkanı D. Trump sürekli twitter üzerinden birbiriyle uyuşmayan mesajlar yollayarak kafaları karıştıra dursun, pkk sempatizanlarının da sosyal medyada inanılmaz bir yalan haber yayma girişimiyle karşılaştık. Instagram gibi günümüzün en büyük sosyal medya mecrasında abuk sabuk videolar ve sanki TSK sivil halkı katlediyormuş izlenimi uyandıran içerikler bir Türk olarak midemi de sinirimi de her fırsatta zıplattı desem yeridir.

ABD ile Türkiye’nin ilişkileri Osmanlı zamanından kalsa da bu şimdilerin süper gücü konumundaki ülkenin oynadığı oyunlar tarihimizde hep karanlık bir leke gibi beklemekte ve araştıran herkesin gözünün içine batmaya devam etmektedir. Bugün büyük müttefikimiz, NATO’nun önemli müttefiki şeklindeki zırvalara inanmayın. Türkiye NATO üyesi olabilmek için 25 Haziran 1950 ‘de ABD adına savaşacak 4500 asker göndermiş ve bu sayede Türkiye NATO üyesi olabilmiştir.

Neyse konuyu tarih dersine çevirmeye gerek yok. Gerçi günümüz gençlerinin tarihe bakış açısını bildiğimden tarihe daha fazla dokunmak istemiyor da değilim. Çünkü M.Kemal Atatürk’ün kurtuluş savaşı için zemin hazırladığı yıllarda söylediği şu özlü sözü herkesin kulağının bir köşesinde tutması elzemdir.

“TARİHİNİ BİLMEYEN MİLLETLER YOK OLMAYA MAHKÛMDUR”

Mustafa Kemal ATATÜRK


AB Ülkeleri’nin Kaşıntısı

Harekat başladığından beri AB ülkelerinin biri bitip diğeri açıklama yapıyor. Önce silah anlaşmaları gündeme gelip teker teker askıya alındı, ardından AB üyeliğini istemediğimiz ve buna uygun davranmadığımız dillendirilmeye başlandı. Baktılar bunlar yeterli gelmiyor bir de üzerine Milli Takım’ın gol sevincini bahane ederek Avrupa liglerinde oynayan oyuncularımıza ve Milli Takımımıza yüklenmeye başladılar.
İyi de kardeşim demezler mi adama 1984 ‘den beri bu örgüt bizim insanımızı, askerimizi öldürürken suspus oldunuz da bugün neden konuşmaya başladınız? Cetvelle çizdiğiniz ülkeden ne gibi bir menfaatiniz var? Hadi mevzu Suriye değil Kürtler diyelim : O zaman bugüne kadar neden kalkınıp eğitilmeleri ve kandırılmalarını önleyerek terörist olmalarını engelleyici önlemlere destek çıkmadınız? Belini doğrultamayan bu ülke 1984 yılından beri bir taraftan terörle uğraşırken bir taraftan da krizlerle, darbelerle boğuştu. Teröre milyarlarca dolar para harcayarak bugünlere geldi. Bugün bu pisliği süpürüp önüne bakma şansı doğmuşken hepiniz o çok sevdiğiniz terör örgütü ile aramıza set çekiyorsunuz. Tarih bunu da yazar !

Ateşkes Konusunda Anlaşmaya Varıldı !

Birkaç gündür haber yayınlarının tamamında D. Trump’ın yardımcı ve elçilerinin Cumhurbaşkanı ile görüşmek ve ateşkes konusunu dile getirmek amacıyla Türkiye’ye geleceği yüksek perdeden tekrarlanıyordu. Bazı kaynaklar Cumhurbaşkanı’nın bu ziyaretçilerle kendisinin değil mevkidaşlarının görüşeceğini söylese de bugün akşam saatlerinde Pierce ile Erdoğan’ın görüştükleri ve 10 dakika olarak planlanan görüşmenin 1 saat 40 dakika gibi uzun bir süre devam ettiğini öğrendik. Peki sonuç ne oldu ? İki tarafın ateşkes konusunda anlaşması ve 13 maddelik anlaşma iki tarafın basın bildirileriyle haber kanalları vasıtasıyla bizlere ulaştı.
Ulan madem bu kadar kısa sürede ateşkes ilan edecektin, şov yapmak için operasyonu canlı yayında makamından başlattın, ne diye ilk darbede vazgeçiyorsun ? Kızgınlığım sadece olayı Show business olarak tertiplemelerine. Yoksa ülkemizin içinde bulunduğu bu akrep çukurunda terörle mücadele konusunda kim olursa olsun desteklerim.

Tam bu haberleri takip ederken bir de skandal patlak verdi. Aslında bu tip olaylara, özellikle ABD mevzu bahis olunca şaşırmamak gerekiyor. Nihayetinde geçmişte yaşanmış bir de Johnson Mektubu hadisemiz var. Gelin bu konuya da ucundan kıyısından girelim.

Johnson Mektubu

Kıbrıs sorununun büyümeye başladığı 1964 yılında Türkiye garantör devlet sıfatıyla rumlara müdahale kararı alır. Bu kararın uygulanmasını önlemek ya da geciktirmek amacıyla dönemin ABD başkanı Johnson, Başbakan İsmet İNÖNÜ ‘ye iletilmek üzere bir mektup yazar…

Johnson Mektubu konulu gazete

Ültimatom niteliğindeki bu mektupta, Türkiye’nin olası bir müdahalesinde Rusya’nın saldırısına maruz kalabileceği ve NATO ülkelerinin bu müdahaleden bilgisi ve haberi olmaması nedeniyle Rusya’ya karşı Türkiye’yi korumaktan çekineceği ya da bilerek müdahil olmayacağı, Türkiye’nin bu kadar çok yardım aldığı müttefiki ABD ile bu tip kararlardan önce istişare etmesinin sağlıklı olacağı …. Aslına bakarsanız menfaatinize ters düşen bir konuda bir başka devlet başkanına ültimatom verebilir, her konuda uyara bilir hatta tehdit edebilirsiniz. Ama bunun bile bir üslubu bir şekli vardır.

Trump’ın Erdoğan’a Mektubu

Trump'un barış pınarı harekatı başladığında Erdoğan'a yazdığı mektup

2. Mektup vakası olarak tarihe bir leke olarak düşecek olayı incelediğimizde, devlet dilinden uzak, bir insanı ya da kurumu değil koca bir milleti incitip hırslandıracak bir içeriğe sahip mektubu okumak tüylerimin ürpermesine sebep oldu.

Mektupta haber kanallarında gösterilmese de hakarete varan kelimeler ve ciddi tehditler mevcut. Ben her ne kadar AKP ve iktidarını sevmesem de bu yapılan hareketi bir Türk çocuğu olarak hiçbir suretle kabul edemiyorum.

Sessizlik

Bir diğer konuda her fırsatta gövde gösterisi yapmayı seven Cumhurbaşkanımızın bu olay basına sızdıktan ve toplumun hemen hemen her kesiminden tepkilerin çığ gibi büyüdüğü bir dönemde çıkıp bu konuda bir tek kelime etmemiş olmasıdır. Bir kaset furyası daha mı yaşayacağız sorusu da aklıma gelmiyor değil ?

Rahip Brunson Olayı

15 Temmuz gecesinden sonra İzmir’de tutuklanarak ajanlıkla suçlanan ve ABD ile gerilim yaşamamıza neden olan bir din adamı, bugünler de Trump’ın her tweet’inde boy gösteriyor. Ne rahipmiş arkadaş ! Doların bugünlere ulaşmasına neden olan rahip, şimdilerde ülkesinde kafasına göre takıla dursun, burada bir gecede milyoner yapılanları ve batırılanları biz görüyoruz. Neyse konumuza dönelim…

Karşılıklı Tweetleşmeler

Başlığı yazarken bile homofobik hallere büründüm. Bir taraftan da gülmekten kendimi alamadım. Dün akşam saatlerinde birbirini parçalayacak sandığımız bu iki adam, şartlı anlaşmanın ardından twitter’da birbirlerine methiye düzer oldular. Mektubun sonundaki cümle de aklımdan gitmiyor “Seni sonra arayacağım!” ?
Trump anlaşmanın hemen ardından önce “Türkiye’den iyi haberler var. Mike Pence ve Pompeo ile kısa bir görüşme gerçekleştirdim. Erdoğan’a teşekkürler ederiz. Milyonlarca hayat kurtarıldı” şeklinde bir paylaşım yaptı. Buna cevaben de Erdoğan “Sayın Başkan, insanlığın baş düşmanı olan terörizmi yendiğimizde daha çok can kurtarılacak. Bu ortak çabanın bölgemizde barışı ve istikrarı destekleyeceğinden eminim.” diye bir cevap gönderdi.

Mektubunda ise Trump “Sert adamı oynama, Budalalık yapma” gibi laflar ediyordu.
Şimdi soruyorum bu ne perhiz bu ne lahana turşusu !

KKTC Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları

Aslında her kötü olayın içinde iyiliklerde olur. Yani başınıza bir şey geldiğinde sizinle beraber dostlarınız da bu sınavdan geçerler. AB-ABD ve diğer karşıt devletler Türkiye karşısında birbiri ardına açıklamalar yaparken, bir açıklama da dost ve kardeş bildiğimiz KKTC’den geldi.

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı “1974’te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır.” şeklinde bir açıklama ile hepimizi ters köşeye yatırmayı başardı. Bu konuda kendisini tebrik etmek lazım. Öte yandan bu iki cümleyi irdelediğimizde şahsın bugün Cumhurbaşkanı sıfatını taşımasına temel olan ve 500’e yakın Mehmetçiğin can verdiği bir harekat’ı da eleştirdiğini görüyoruz. Adam resmen Nasrettin Hoca gibi bindiği dalı kesiyor! Tabi bu açıklamadan sonra da bizim çıkardığımız ders “Türk’ün Türk bile dostu olmayabilir” gibi bir garip hal alıyor.

Türk Milletinin Onuru Kırılmıştır !

Biz öyle bir milletiz ki evlatlarımızı askere gönderirken ellerine kına yakar öyle göndeririz. Bu kınanın anlamı ise “Vatan’a Kurban Ol !” demektir. Biz boşuna Mehmetçikten bahsederken kınalı kuzular demeyiz yani! Derinlemesine araştırdığınızda 20-30.000 yıllık tarihe sahip bu milleti biraz anlayan biri bu milletin bu tip şeylere karşı ne kadar kinlenebileceğini de bilir. Bugün ekonomik olarak ABD bizden çok güçlü bir ülke olabilir ama hayat bazen “İnceldiği yerden kopsun” demektir!

Konuyu neticeye bağlama vakti gelmiştir. Türkiye 9 günlük operasyonuna bugün itibarıyla 5 gün ara verdi. ABD Suriye’de üstüne düşeni yapar da terörist unsurlar güvenli bölge olarak planlanmış alanın dışına çıkarlarsa operasyon bitirilip Mehmetçiğin ülkeye dönüşü sağlanacak.

Hiçbir Mehmet’in burnu kanasın istemem. Bu ülke zaten 1984 yılından beri Mehmetçiklerini birer birer toprağa vermekten yoruldu ve artık bir şeylerin çözümü masada mı yoksa savaş meydanında mı olur bilemem ama o noktaya ulaşmak için daha çok yolumuz var gibi görünüyor.
Anaların evlat acısı çekmediği, Çocukların babalarının mezarı başında göz yaşı dökmedikleri günlere ulaşmak ümidiyle!

Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. Sevgiyle kalın <3

Yaman

Her ne kadar Turizm ile uğraşsam da web teknolojileri ve tarih konuları benim için kırmızı çizgiler :) Araştırmadan, okumadan ve öğrenmeden duramıyorum. Tabii öğrendikçe de burada paylaşmaya çalışıyorum...

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu