GündemTürkiye
Trend

KRAL ÇIPLAK!

Zamanın birinde bir kral varmış. Kibirli mi kibirli, üstelik kendini beğenmiş. Her gün saatlerce aynanın karşısında kendini izler, istediklerini yapar ve çevresinin ve en önemlisi halkın sesi çıkmasın diye sürekli baskı uygular insanları canından bezdirirmiş. Çevresine saldığı korku sebebiyle yaptığı hatalara da kimse sesini çıkaramazmış.

Bir gün komşu krallığın kralının ziyarete geleceği haberini almış. Tabii iki kral çekişme halinde olduğundan bizim kral kendince “En şık ben olmalıyım” şeklinde düşünmüş ve “Dünyanın her yerine habercilerimi gönderin, bana dünyanın en güzel elbisesini dikecek terziyi bulun!” diye emir vermiş.

Bir sürü terzi gelse de kralın istediği gibi bir elbiseyi diken terzi çıkmamış. Ziyarete sayılı günler kala komşu kral kendi terzisini göndermiş. Terzi krala “Öyle bir kumaşım var ki diktiğim elbise yüzünden kimse gözünü sizden alamayacak. Herkes sizi konuşacak! Sizden önce kimse de olmamış bir elbiseniz olacak!” demiş ve eklemiş “Tek şartım var. Ben dikerken karışmayın!”

Bir süre sonra elbise tamamlanmış. Şatafatlı bir törenle terzi elbiseyi krala taktim etmiş. Taktim sırasında da aynen şunu söylemiş: Kralım bu kumaşı sadece akıllılar görebilir!

Tabii bizim kral kibirli ya, aptal durumuna düşmemek için “Çok güzel” demiş. Etrafındakilere sormuş, elbette hepsi korktuğu için cesaret edememişler doğruyu söylemeye ve “Çok güzel efendimiz”, “Harika oldunuz efendimiz” demişler. Kral daha da böbürlenmiş tabii ki…

Göremediği elbiseyi giyen kibirli kral doğru halkın arasına çıkmış. Halk görünce çok şaşırmış tabii ki. Koskoca kral çırılçıplak geziyor. Halk durumu fark edip krallarının kandırıldığını anlasa da, yine korkularından ses edememişler. Tabii biri dışında. Bir çocuk atlamış meydanın ortasına, kaldırmış elini ve parmağıyla kralı işaret ederek tüm gücüyle bağırmış: KRAL ÇIPLAK!

Şimdi diyeceksiniz ki koskoca adamsın, bizler de koskoca insanlarız. Bizi buraya bir masal için mi getirdin. Harcattığın zamana yazık! Aslında size hikâyenin gerçek olduğunu anlatmak istediğim için buradayız. Nasıl mı?

Aslında o çocuk hikayeyi gerçeğe dönüştürmeye başlayalı 2413 gün oldu. Hadi yoklayın bir hafızalarınızı, çok zor olmasa gerek. Evet evet doğru tahmin ediyorsunuz. Bu ülkenin çocukları parmaklarını hep beraber krala çevirip hep bir ağızdan KRAL ÇIPLAK diye bağırdılar ve bunu İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde, namı değer Gezi Parkında yaptılar.

Gezi Eylemleri

Şimdi içinizde Gezi Parkında eylem yapanlar teröristti gibi sığ fikirler ortaya sürenler de olacaktır ama işin aslını ben dahil orada olanlar zaten biliyorlar. O nedenle haklı bir direnişin, çapsızlar tarafından kirletilmesine müsamaha gösterilemeyeceğine göre, durup kimse ile tartışmaya da gerek duymuyorum.

Gezi Parkı eylemleri tarih olarak aslında Açılım adını verdikleri ihanet sürecinin de içindedir. Yani biraz mantıklı düşünürseniz, birinden bir şey istiyorsunuz ve o kişi sizin istediğinizi üstelik yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen yapmaya çalışıyor. Bu süreçte istediğinizi alana kadar ona zarar verecek bir olay yapar mısınız? Bu durum Nasrettin Hoca fıkrasında olduğu gibi bindiği dalı kesmek olmaz mı? Ben; o bunu yaptı, bu bunu söyledi gibi sadece belirli sıfatta insanların bileceği bilgileri değil sadece mantık çerçevesinde bana doğru gelenleri paylaşmaya çalışıyorum. Nihayetinde eylemlerin sona ermesine sebep olan olay da terör örgütlerinin ama özellikle en kanlı olanının meydanlara inmesiyle gerçekleşmiştir. Bu ülkenin vatansever evlatları her ne amaçla olursa olsun bu zibidilerin yanı başlarında bayrak sallamasına ve tırnak içinde onların davasına destek olmasına göz yummamış, sessizce dağılıp hayatlarına dönmüştür. Çünkü tarihin hiçbir yerinde Türk kelimesini benzer bir örgüt içinde göremezsiniz…

Krallar halklarına kol kanat geren, onların refah içinde yaşamasını sağlayan ve bunu yaparken de halkın sesini, özellikle de gençlerin sesini görmezden gelmeyen liderlerdir… Ama bugün yapılan tam olarak tam tersi!

Bu akşam saatlerinde haber bültenlerinde açıklanan %11.84 enflasyon rakamı benim kadar sizi de şaşkına çevirmiştir sanırım. İnsanlar günden güne açlık sınırında yaşamlarını sürdürmeye çalışırken ve ekonomik olarak belki de AKP öncesi dönemden bile daha kötü bir durumdayken birileri bizlere mutluluk tablosu çiziyor ve maalesef bir kısım da bu çizilen tablo karşısında ağızlarından salyalar akıtarak alkış tutup ritim çalıyorlar. Ülke açık tımarhaneye dönmüş ama ne doktoru ne de ilacı var…

Tüm bu gelişmeler olurken aslında benim en çok dikkatimi çeken olay ve konunun başında anlattığım hikayeye benzeyen olay ise Türkiye’nin en yüksek bütçesine sahip üniversitesinde, İstanbul Üniversitesinde meydana geldi.

Geçtiğimiz yıl 2,85 TL olan öğrenci yemek fiyatları eylül ayında önce 3,5 TL ‘ye çıkarıldı ardından yetmemiş olacak ki bu hak tek öğüne düşürüldü. Kahvaltıyı da kaldıran İÜ rektörlüğü indirimli fiyatı tek öğünle sınırlandırarak diğer öğün için 18,5 TL gibi fahiş bir fiyat talep etmeye başladı. Aslında kahvaltının kaldırılmasına sebep olan da yine gençlerin hep bir ağızdan KRAL ÇIPLAK diye bağırmalarıdır!

Yemek zamları için dilekçe vermek üzere kampüse giden öğrenciler karşılarında özel güvenlik güçlerini buldular. Konuyu protesto etmek istediklerinde ise bu sefer karşılarındaki güç POLİS oldu! Dayak ve tartaklamalar yetmezmiş gibi rektörlüğün kararı ile bu sefer de kahvaltı kaldırılarak ek ceza uyguladılar…

Ali İsmail Korkmaz

GENÇLİKLE KİMSE BAŞA ÇIKAMAZ!

Atama ile rektör olan bugünün üniversite yöneticileri acaba üniversite ruhundan, zorluklarından ve o yaş grubundaki insanların zihinlerinin çalışma prensiplerinden haberdarlar mı? Baskı ve zulüm uygulayarak belki benim gibi orta yaş dönemini yaşayanların bir kısmını sindirmeleri olası. Haliyle evlenen, çoluk çocuğa karışan ve hayatın sorumluluklarını tüm gerçekliğiyle göğüsleyen gruptan bahsediyorum. Ama henüz bu tür kelepçelerle tanışmamış, fikirleri dipdiri ve geleceğe umutla bakan üniversite dönemi gençleri için bu formül işinize yarayacak mı? Demokrasi, İnsan hakları gibi insanlığın ortak paydaları maalesef ülkemizin kıyılarından içeri tam anlamıyla girmedi, anlıyorum ama geleceğimize biber gazı sıkmakta neyin nesi?

Bu iktidara bir konuda teşekkür edebilirim. O teşekkürün sebebi ise; fikri hür nesillerin ortak bir paydada birleşmesi için çok güzel bir ortam hazırladılar. Yarattıkları korku ve baskı imparatorluğu tarihin tozlu sayfasındaki örnekler gibi gün olup yine bu gençler tarafından silindiğinde ne yapacaklarını çok merak ediyorum. Bu kadar olumsuz işaretlerin olduğu bir dönemde farkındaysanız gündemi meşgul etmek için önce Türkiye’nin ( İtalya’da üretilen ve başka bir firmanın prototip olarak sergilediği ) Arabası diye bir şey çıkardılar. Yetmedi borçla harçla Kanal İstanbul adlı bir saçmalığı başımıza salmaya çalışıyorlar. Karşı çıkan seçilmiş belediye başkanını susturmak için türlü yol denendi. Yetmeyince projenin çevresinde yer alan arazilerin tapu incelemesi yetkisi sadece İçişleri Bakanlığı’na verildi. Hani şeffaftınız? Hani kimsenin oradan arsa toplamasına izin vermeyecektiniz? Tabi izinler Katarlı kankalarınıza sökmüyor anladığım kadarıyla…

Tarih tekerrürden ibarettir! Her zaman halkını bezdiren bir kral olacaktır ama ona parmağını uzatıp KRAL ÇIPLAK diye bağıran gençlerde! Esnafın kepenk kapattığı, devasa şirketlerin sürekli işçi çıkarttığı, tarihin en çok diplomalı işsizine sahip olduğumuz bir dönemde bir tarafımızla gülmemize sebep olan enflasyon rakamlarınız gerçek ise, birbiri ardına yaptığınız zamların sebebi nedir? Soba borusundan enflasyon hesaplaması yapmak yerine çarşı pazarın istatistiklerine bakmanızı öneririm. Gerçi siz, onu da çarpıtırsınız…

Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. Sevgiyle kalın <3

Yaman

Her ne kadar Turizm ile uğraşsam da web teknolojileri ve tarih konuları benim için kırmızı çizgiler :) Araştırmadan, okumadan ve öğrenmeden duramıyorum. Tabii öğrendikçe de burada paylaşmaya çalışıyorum...

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu