Turizm

Alaçatı Gerçekleri…

Turizm’de bir yerlere gelmek istiyorsan önce ülkenin konumu ve Turizm açısında pazarlanabileceği konuları ortaya koyarsın. Eğer ülken alışılageldiği gibi Deniz – Kum – Güneş için ziyaret edilen bir yerse plajlarını temiz tutar, her kitleye hitap edebilecek tesisler açar ve buna ilave pazarlayabileceğin ürünleri planlarsın ve örneğin otelciliği teşvik ediyorsan bunun yanında bu otellerde konaklayan insanların ulaşım, yeme-içme, eğlenme gibi ihtiyaçlarını da düşünmek zorundasındır ve bu işletmeleri de korumak kollamak aslında Turizm’e ivme kazandırmak için önem arz eder. Bugün dünya’da çeşitli sebeplerle ibizaya gitmek için can atmayan insan sayısı çok azdır. Kimi pahalılığı bahane edip gitmez kimi gece hayatı çok hareketli der gitmez vs ama ibiza bu olumsuzluklardan hiç etkilenmez. Çünkü kendini koruyabilen, marka değeri olarak belkide Dünya Turizm’i için vazgeçilmez bir lokasyondur. Gelelim ülkemize ; bugün benimde içinde yaşadığım ve işletmecilik yaptığım Alaçatı’nın Türkiye’nin ibizası olma potansiyeli vardır. Plajları, doğal güzellikleri, her tarz insana uygun işletmeleri, dokusu ve kalitesiyle …

Peki günümüz şartlarında Alaçatı ne durumdadır? Kendi basınımız sürekli karanlık propaganda yapar, yetmez bürokratlar olaya dahil olur, hadi memleket meselesi fikrini söylüyorsun dersin çıkar bir sanatçı belkide 10 yılda bir geldiği Alaçatı için saçma sapan görüş bildirir… Ama kimse bu beldede kışın ne olup bitiyor, bu kadar işletme kazanıyor mu, önümüzdeki yıllarda sürdürülebilir turizmi sağlayabilmek adına ne yapabiliriz diye fikir beyan etmiyor! Alaçatı çok pahalı yukarı, Alaçatı çok pahalı aşağı… Geçen yıl #alaçatı75desibel diye bir hashtag ve Alaçatı Turizm Derneğinin başlattığı bir kampanya başladı. Bu kampanya sözüm ona işletmeden dışarı çıkan sesin 75 desibelin üzerinde olmaması gerektiği üzerine bir şehir efsanesi üzerine kurulu, Alaçatı’nın sadece konaklama tesislerinin elinden çıkan bir kampanyaydı. Bugün Alaçatı otellerinin sosyal medya’da yapılan yorumlarına girerseniz sesten yakınan yorum sayısının %1 ‘in altında olduğunu görürsünüz… Peki yapılan hata neydi ? Birincisi, kanunen işletmelerin ölçümleri yapıldığında sokak sesi + 6-9 desibel aralığı ses yapabilecekleri kendilerine belirtilir ve buna göre önlem almaları istenir. Yani sokakta 10 desibel gürültü varsa sizin işletmenizin bu gürültüyle beraber ölçümde 16-19 desibel bandında olması gerekir ki aksi durumda 37.000 lira civarı ceza ödersiniz ve bu cezalar katlanarak devam eder ( 37000*2 74000*2 şeklinde). Peki şikayetçi oldukları ve haklı oldukları konu nedir? Alaçatı’da geçmişte ruhsat almış, bu için yolu yordamı nedir, kanun nedir ve en önemlisi vicdan nedir bilmeyen işletmeleri! Polis memurları belli bir saatte ruhsatı olmayan işletmelerden gelen gürültüyü engellemekle mükellef. Demin saydığım etkenlere uyanlar polis’in uyarısına kulak verip saatinde müzik yayınlarını kapatırken, gecenin bilmem kaçında hala gürültü yapan, vur patlasın çal oynasın türü eğlence sağlayarak tüm alaçatıyı gürültüye boğan işletmeler! Alaçatı Turizm Derneği seçim öncesi tüm adaylarla toplantı yapmış ve hepsiyle ses konusunda protokol imzalamış. Evet özellikle yerli turizm’i can damarı olarak gören bu beldede çok parlak bir sezon geçirildiği söylenemez ama siz çeşitli saçma sapan yaptırımlarınızı ve geçmişte yapılan hataları bugünün işletmelerinin omuzlarına yükler onları cezalandırırsanız, kurunun yanında yaşı yakmaktan çekinmez hak, hukuk ve adaleti ayaklar altına alırsanız, bu baraj bir süre taşar ve hasankeyften beter olursunuz…

Devam Edecek …

Yaman

Her ne kadar Turizm ile uğraşsam da web teknolojileri ve tarih konuları benim için kırmızı çizgiler :) Araştırmadan, okumadan ve öğrenmeden duramıyorum. Tabii öğrendikçe de burada paylaşmaya çalışıyorum...

İlgili Makaleler

3 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu